GÜNEY AZERBAYCAN BÖLGESİ VE BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ


GÜNEY AZERBAYCAN BÖLGESİ VE BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ


Güney Azerbaycan bölgesi (İran Azerbaycan’ı da denilmektedir), İran İslam Cumhuriyeti’nin hâkimiyeti ve kuzeybatı bölgesinde bulunmakla beraber Irak ve Türkiye’nin doğu, Azerbaycan, Nahcivan ve Ermenistan’ın güneyinde, Hazar Denizinin güneybatı bölgesinde coğrafi olarak yer almaktadır. Bu bölge tarihsel, kültürel, dini, etnik ve coğrafi bakımdan 1991 yılından bu yana bağımsız olan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti (bu ülkeye Kuzey Azerbaycan’da denilmektedir) ile birçok ortak noktaya sahiptir.

http://i44.tinypic.com/2347bk.jpg

İki bölgede bulunan egemen etnik gruplar Azeri Türklerinden oluşmaktadır. Dini açıdan Müslüman olmakla beraber Şiiliği kabul etmişlerdir. Tarihsel olarak 10 Şubat 1828 tarihinde İran ve Rusya arasında imzalanan Türkmençay ve Gülistan Anlaşmaları ile birbirinden ayrılmıştır.      İki bölgenin coğrafi olarak birbirine yakın olması ortak bir kültürü de beraberinde getirmiştir. Yıllarca farklı egemenlikler altında yaşamalarına rağmen kültürlerine sahip çıkmışlardır. Kuzey Azerbaycan, Sovyetlerin baskısına maruz kalmıştır. Güney Azerbaycan ise İran’ın baskısı ve asimilasyonuna maruz kalmaktadır.
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiQX3Zat1KzmX0UKJxSy6z0H-Zk_16dsY42MLH5aIO15jB5FNx_kKwHr0C9W8u_xA0c6eEXrjw-1-OETuZ03-ui7Zz7N8vU7ZjVS5KgcN_1-ABjHFLvXCIqgZ_qBVdBtL1E_Q6DfNqOw/s400/g_azerbaycan.jpg

Güney Azerbaycan Bölgesi yaklaşık olarak 200.000 km2’lik bir alandan oluşmaktadır. Bu bölge Azerbaycan sınırından Tahran’a kadar olan büyük bir bölümü içine almaktadır.    İran’da yaşayan Türk nüfusu genel olarak burada yoğunlaşmıştır. İran’da yaşayan Türklerin sayısı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Çünkü İran, bölgede yaşayan Türklerin bağımsızlık hareketinin etkisini azaltmak ve tarihsel süreç içinde etnik çoğunluk olarak bu bölgenin kendisine ait olduğunu iddia edebilmek amacıyla böyle bir politika izlemektedir. Bunun yanında Türk milliyetçiliğini savunan kesimler bağımsızlık hareketinin büyük ve güçlü bir grup tarafından sürdürüldüğü ve bu bölgenin Türk yurdu olduğuna dair bir kanaat oluşturmak amacıyla Türk nüfusunu fazla göstermeye çalışmaktadır. İranlı kaynaklar Türk nüfusunu 10- 15 milyon arasında gösterirken, Türk kaynaklar bu sayıyı 30- 35 milyon arasında göstermektedir. Bu iki kesimden başka olarak konuyu ele alan araştırmacılar ise 76.923.300 olan İran nüfusunun 20- 25 milyon arasında bir sayının Türk olduğunu söylemektedirler.
Güney Azerbaycan bölgesi İran için hayati bir önem taşımaktadır. Bunun nedenlerini inceleyecek olursak:
•    İran toprak bütünlüğünü düşünmektedir.
•    11 Eylül sonrasında Amerika tarafından hedef alınan temel ülke olması nedeniyle işgale uğrama korkusu vardır.
•    Hazar bölgesi ve Kafkasya ile temel bağlantı noktasıdır. Bu bölgelerdeki enerji kaynakları ise ayrı bir önem taşımaktadır.
•    Bölgedeki bağımsızlık hareketi İran’daki en büyük bağımsızlık hareketidir. Ancak halk silahlı mücadeleye karşı çıkmaktadır. Bağımsızlıklarını barışçıl yollarla elde etmeye çalışmaktadırlar. Bu bölgenin bağımsızlığını elde etmesi diğer bölgelerinde ayrılma isteğini tetikleyeceğini düşünmektedir.
•    Enerji konusundaki dünya üstünlüğünü yitirmekten korkmaktadır.
•    Bölgesel lider olma düşüncesinin ve İslam ya da Şii liderliği fikrinin yok olması İran’ın dış politikası konusunda tedirginliğe neden olmaktadır.
•    İran yöneticileri şimdiki sistem içinde bulundukları gücü kaybederek istemedikleri bir yönetim biçiminin halka dayatılmaya çalışılmasını istememektedirler.
•    Demokrasi ve açık piyasa ekonomisi ile demokratik bir sömürge olmaya da karşı çıkmaktadır.
İran, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) incelendiğinde bu korkuları konusunda haklılık payına sahiptir. Özellikle BOP haritası incelendiğinde Güney Azerbaycan topraklarının elinden çıkacağı düşüncesi İran’ı korkutmaktadır. Bölgede Amerika, Avrupa ve İsrail tarafından gerçekleştirilmek istenilen sistem ve sınır değişiklikleri İran’ın çıkarlarının aleyhinde bir durumdur.
http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTGp2UrB1oLHOGmOkU-sRkzojcMrtF67hFvXe4IUmFH1myZ7__V

Harita dikkatle incelenecek olunursa Güney Azerbaycan bölgesi İran’ın egemenliğinden çıkarak Azerbaycan’ın ve sözde Özgür Kürdistan devleti arasında paylaştırılmaktadır. Bu nedenlerden ötürü İran haklılık payı taşımaktadır. Ancak taşımakta olduğu haklılık payının yanı sıra eleştiri noktası daha da fazladır. Çünkü ülkede yaşamakta olan bir topluluğu 1934 yılından beridir asimile etme politikaları ve en basitinden günümüzde bile Azerice ile basılan bir gazetenin bile bulunmaması İran’ın haklılık payını yok etmektedir.
23.08.2010- 06.09.2010 tarihleri arasında Tebriz ve Tahran’a yaptığım araştırma gezisi sırasında Güney Azerbaycan’da yaşayan Türklerin durumunu ve bağımsızlık düşünceleri ile ilgili izlenimlerimi ele alacak olursak:
•    İran’a karşı silahlı bir mücadeleyi savunmamakta ve bu düşünceye karşı çıkmaktadırlar.
•    Kendilerine karşı oluşturulan baskı ve asimilasyon politikaları rahatsız olmaktadırlar.
•    Türk oldukları için insanlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılması ve insanların dışlanması Azerbaycan vatandaşlarının bağımsızlık isteklerini artırmaktadır.
•    Ülkede Farsça dışında bir dilde yazılı ve görsel yayınların yapılmaması halkta devlete karşı soğukluk oluşturmaktadır.
•    Türklerin ve özellikle Azerilerin etnik bakımdan aşağılanmaya çalışılması, aydınların bu konu üzerinde rahatça yazılar yazması, tarihsel açıdan bu toprakların sahibi olan bu etnik grubun yok sayılması BOP sürecini ancak hızlandırmaktadır.
Çünkü yıllarca İran uygulamaya çalıştığı asimilasyon politikaları hiçbir işe yaramamaktadır. Örnek olarak 23.08.2010 tarihinde İran’ın en büyük takımlarından biri olan Tractor takımının maçında yaklaşık olarak 70.000 kişilik bir taraftar grubunun İran aleyhine ve Azerbaycan lehine sloganlar atmaları bunun en büyük kanıtıdır. Öğrendiğim kadarıyla bu takımın başka bir maçına 120.000 kişilik bir katılım sağlanmış ve her bir ağızdan bağımsızlık üzerine sloganlar atmışlardır. Bu sayılar çok büyüktür ve İran’da bulunan bağımsızlık ateşinin en büyük göstergesidir. Bu insanlar bağımsızlık düşüncesi gütmekle ve Azerbaycan’a sempati beslemekle beraber Türk Birliğini savunmaktadırlar.
Güney Azerbaycan’da yaşayan insanlar, bu süreçte nasıl bir politika izlemeleri gerektiğinin analizini yapılacak olursak:
•    İlk öncelikle şunu bilemeleri gerekmektedir ki batının getireceği bir sistem, kısa süreli bölge insanlarının yararlarına olsa bile orta ve uzun vadede batının çıkarlarına hizmet edecektir.
•    Güney Azerbaycanlılar eğer ki bağımsızlık sürecinde ve bağımsızlıklarını elde ettikleri vakit Batı yanlısı politika izlerlerse yanı başlarında bulunan Rusya’yı göz ardı etmemeleri gerekmektedir. Çünkü Kafkasya’yı Ortadoğu’ya bağlayan temel bölgede üstünlük kurmak için politikalar izlemeye başlayacaktır.
•    İran, kendilerine karşı bir politika izlemesine rağmen bölgede Amerikan tehdidi olduğu sürece İran İslam Cumhuriyeti’ni desteklemelidirler. Eğer İran’ın işgali söz konusu olduğu bir dönemde veya işgal sırasında ayrılıkçı bir hareket izlerlerse bu sefer yakın bir zaman içinde işgalci güçlerin egemenliğine girecekleri kesindir. Ancak bu süreç içinde kendilerine uygulanacak olan asimilasyon politikalarına karşı direnmeli ve bağımsızlık düşüncelerini belirli bir süreliğine saklı tutmalılardır.
•    Bölgedeki dış baskılar bittiği süreçte bağımsızlık yanlısı politika izlenmelidir. Bağımsızlıktan sonra ise bölgede Türkiye- Azerbaycan- İran ve o zamanki duruma göre Rusya’nın da içinde olacağı istikrar ortamını oluşturacak bir bölgesel anlaşma imzalanması sağlanmaya çalışılmalıdır.
•    İran yöneticileri ile anlaşmaya çalışılmaları ve bu konuda milletvekilleri ilk çalışmaları başlatmalılardır. Siyasiler ve bilim insanları aracılığı ile bölgede sadece nüfus bakımından değil her alanda ne kadar güçlü olduklarını ispatlamalılardır.
Sonuç olarak bölgede Azeri Türkleri tarafından yürütülmekte olunan bağımsızlık hareketinin en büyük özelliği dünyanın hiçbir ülkesi tarafından destek almıyor olmasıdır. Hemen yanı başında bulunan ve BOP çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmeye çalışan PKK gibi Amerika, Avrupa, İsrail ve Rusya gibi sömürgeci devletlerden destek almamaktadır. Bu da en büyük onur göstergesidir. Zamanı geldiğinde bazı kartlar elbette kullanılacaktır. Ama bu kullanılacak olan kartlar Türk Birliğinin yararına olmalıdır. Başka emperyalist güçlerin çıkarları doğrultusunda yapılmamalıdır. İzlenilecek politikalar bu çerçevede oluşturulmalıdır. Eğer büyük Azerbaycan kurulacaksa bile Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü unutulmamalıdır. Mustafa Kemal Atatürk “Efendiler! Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!...” Ebulfez Elçibey’in izlediği genel politika ise kısaca Amerika, Avrupa, Rusya ve İran’dan bağımsız bir Azerbaycan kurmak olarak özetlenebilir. Türk dünyasının bu iki liderinin bu özellikleri Güney Azerbaycan’ın bağımsızlığının temel ilkesi olmalıdır.
 
Yazarımız Emrah KAYA Pazartesi, 20 Aralık 2010 tarihinden itibaren Türk Birlik' te yazmakta.
İletişim e-postası: emrahkaya0407@gmail.com

No comments:

Post a Comment

khojaly Genocide, Xocali Soyqirimi, HOCALI KATLİAMI